Kirpik

Fonda gürültü var.
Fonda gri bir şeyler.
Pencereler ardından bakıyorsun bugün.
Birkaç küçük su lekesi 
ve bir kirpik düşüyor önüne.
Fonda biraz tütün ve kahve kokusu
Bahar rüzgarı geçiyor içinden
ve erik ağaçları taç yapraklarını döküyor
Aylardan Mart, günlerden Salı.
Huzur, diyorum, bir metrenin arasında saklı.
Eladan yeşile kaçıyor gözlerin
Havadan mıdır, bilemiyoruz.
Öyle güzel, öyle sakin bakıyorsun
Pencerenin ardından.
Ve bir kirpik düşüyor önüne
Dilek dileyip üfürüyoruz uzaklara.
Kaçamadan daha dizlerine düşüyor.
Erik ağacının taç yaprakları, senin uzun kirpiğin,
bir rüzgar süpürüyor hepsini.
Yel aldı, diyorum.
Elde kalan salt tütün kokusu.

-

Dur.
Bir gece daha kırılalım sarılırken.
İnce bir kağıt arasına doldurup nemli huzuru
Çaktığım bir kibritle yakalım.
Dökülüyor küllerimiz.
Kibrit kokusu, çocukluğum.
Huzur
Sarılı beyaz bir kağıt arasından parmak uçlarıma nakloluyor.
Şimdi daha çok çınlıyor kulağımda kaçan bir geyiğinki kadar hızlı çarpan kalbimin sesi
Simsiyah bir odanın içerisinde parlayan yalnızca gözlerin.
Dur.
Bir gece daha dokunalım pürüzlü ruhlarımıza.
Artık bir dakika altmış saniye değil.
Göğsünün üzerine saydam bir ipek gibi kıvrılıp yatmalıyım.
Kanatlarım yüzüne örtülü
ve gözlerim seni kaybediyor
Kapandıkça.
Kayboluyorsun.
Gidiyorsun
Her defasında