Yetişkinlik Nedir?

Aklıma çok acayip hikayeler geliyor ama ben bunu yazana kadar uçup gidiyorlar. Beynimin içinde bir hikayeyi kağıda dökmek istediğimde aynı şekilde ortaya çıkmıyor. Mesela şöyle başlayalım şimdi:

Yetişkinlik nedir? Ne zaman yetişkin oldum?

Daha küçükken, takriben 10-15 yıl önce, üniversiteyi bitirip işe başladığımda “yetişkin birey” titri kazanacağımı düşünürdüm. Sonuçta yirmili yaşların son yarısı bu titr için uygun bir dönemdi. 

-telefonu şarja takma molası-

Ders çalışmayı bıraktığın, para kazandığın, eve dönerken bira aldığın, canın istediğinde yemek yiyebildiğin, hafta sonları arkadaşınla buluşup kahve içebildiğin bir hayat yetişkin hayatıymış gibi görünüyordu. 2015 yılında üniversiteden mezun olduğum gün, kendimi yetişkinliğe bir adım bile yakın hissetmedim. Elinde diplomasıyla selfie çeken işsiz bir birey görüyordum aynada. Yüzümde hala sivilce çıkıyordu, beyaz saçım -sanırım- yoktu; kırışıklıklarım şimdikinin onda biri kadar bile değildi. Tanımını kendimce yaptığım “yetişkin birey” ile aramdaki tek benzerlik üniversiteyi bitirmiş olmaktı. Elbette günümüz Türkiyesinde iş bulmak veya sıfırdan ev kurmak hop diye olabilecek şeyler değil.  Fakat bu işsizlik dönemim, diğer bir deyişle son aylaklık çağım, pek de uzun sürmedi. Haziranda okulu bitirmiş, ağustosta işe başlamıştım. Yetişkinliğe adım adım, hem de umduğumdan daha hızlı adımlarla ilerliyordum. Küçükken annemin topuklularını ve kıyafetlerini giyip makyaj yaparak oynadığım oyunlar şimdi gerçeğe dönüşüyordu. İşe giderken topuklu ayakkabılarımı giydim, makyaj yaptım, kıyafetlerime özen gösterdim. Aynaya bakınca biraz daha yetişkin görünüyordum ama yine de o günlerde bana bar girişlerinde kimlik soruyorlardı. İlerleyen yıllarda bunun kıymetini illa ki anlayacağım ama o dönemlerde bu durum bana biraz sevimsiz geliyordu.

-90 yıl yaşayan biri ortalama 30 ila 35 senesini uyuyarak geçiriyormuş.-

İşe gittiğim ilk haftanın sonunda eve dönerken tekelden bira aldım. Eve gidip ayaklarımı uzatıp bira içtim. Yetişkin hissediyordum. O gün, zamanında yetişkin birey checklist’ine koydum her şeye sahiptim.

✔️Diploma
✔️İş
✔️Ev (arkadaşı)
✔️Buzdolabında bira

Yüzümde soğuk biradan aldığım ilk yudumun verdiği mutluluk ve bir şeyler başarmış olmanın verdiği neşe vardı. Sonra ne oldu?

Yaşadığım her kriz sonrasında kendime yüzlerce defa BÜYÜ ARTIK dedim. Yani hala yetişemedim. Bugün, on yıl önce tanımını yaptığım bir yetişkinden çok fazlasına sahibim (egzama, beyaz saçlar, dolaptaki viski ve kedim dahil); yine de kendimi yetişkin bir birey gibi hissetmiyorum. 30 yaşıma on ay kalmış olmasına rağmen hayatta çözemediğim onlarca şey var. Belki de gerçek yetişkinlik, sürekli bir şeyleri çözmeye vakit harcarken insanın bir noktada kendini unutmasıdır (mıdır?). Çünkü bana her fırsatta artık büyüyüp bir yetişkin gibi davranmamı söyleyen Hazan biraz öyle birisi sanki.